Yönetmen ve Senarist: Luc Besson
Oyuncular:Jean Reno, Gary Oldman, Natalie
Portman, Danny Aiello
Müzik:Éric Serra
Türü: Aksiyon
Yapım: 1994
Luc Besson’un en ilginç bulduğum özelliği ise
uluslararası filmler çekmesi. Yani
filmlerde konuşulan dilin İngilizce
olması. (Uluslararası terimini kendi kullanıyor). Leon da bir Fransız filmi olmasına karşın Newyorkta
geçiyor ve orijinal dili İngilizce.
Taşıyıcı da yine uluslararası bir Luc Besson filmi. Leon'un oyuncu kadrosunda da Natalie Portman
(İlk filmi), Gary Oldman gibi daha birçok Amerikalı oyuncuyu görmek mümkün. Bence
filmdeki en önemli oyuncu ve aynı zamanda başrol olan Jean Reno. Luc Besson bir
çok filminde Jean Renoyu oynatmştır. Çünkü Luc Besson Jean Renoyu uluslararası filmlerde oynayabilecek
bir oyuncu olarak gördüğünü söyler ve Wasabi’de de Luc Besson, Jean Renoyu oynatmıştır. Bu filmde
olduğu gibi filmlerinin nerdeyse hepsinin belki de tümünün müziğini Eric Serra yapmaktadır.
Şimdi sıra geldi filmin konusundan bahsetmeye.
Leon (Jean Reno) kendi deyimiyle bir
temizlikçidir ya da diğer bir deyişle tetikçidir. Tek dostu saksıdaki bir
çiçektir. Mathilda (Natalie Portman) ise karşı komşusunun kızıdır. Bu ikilinin
hayatları ilginç bir şekilde kesişir ve film bu ikilinin arasında kurduğu bağı
konu alır. Bir kiralık katil ile 12 yaşındaki kızın arasında nasıl bir bağ olur,
diye sormayın çünkü size filmi anlatıp sürprizleri kaçırmanızı istemiyorum. Bu nedenle
film hakkında bazı noktalara dikkatiniz
çekmekle yetineceğim. Leon'un bir katil olmasına karşın Mathilda’yla aralarlarında
geliştirdikleri bağ bize aslında onun da insani bir tarafı olduğunu gösterir. Hatta bu ilişki bizi de
içine alır ve Leon'a karşı gizliden gizliye bir bağlılığımız olur. Birçok
izleyici filmleri seyrederken filmlerdeki psikopat, katil veya bunun gibi ana
karakterlere ısınamaz ama bu filmi seyreden herkes (ve buna annemde dahil)
Leon'u benimsiyor. Leon bizi öyle avucunun
içine alıyor ki izleyenler etkisinden kurtulamıyor. Ayrıca belirtmem gereken
bir şey daha var Leon'u o birçok kişinin idolü haline getiren şeyler sadece
karakteristik özellikleri değil. Onu Leon yapanlar; şapkası, ceketi , çantası, kıyafetleri, taktığı ve dünyada
sadece ona yakıştığını düşündüğüm gözlükleri ve tabi ki de bitkisi. Aynı
zamanda Leon’un en büyük özelliklerinden biri de her gün süt içiyor olması. Bunu okuyan bütün
aksiyon film hastalarının “Ne, kiralık katil süt mü içer, bu filmi hayatta
seyretmem !” diye haykırdığını duyar gibi oldum. Hiç öyle düşünmeyin. Bal gibi de
içer. Bu ayrıntı sizi hiç mi hiç rahatsız etmez hatta karaktere bağlar. Hani
dedim ya bu film sizi etkiler diye bu filmi seyrettikten sonra hayatta süt
içmeyen kişilerin süt içmeye başladığını
gördüm, ben odama bir bitki aldım (filmdekinin aynısını bulamadım ben de
benzerini aldım), bilgisayarımın ekranına güzel bir Jean Reno resmi koydum.
Yani film beni de bayağı bir etkiledi.
Artık filmi seyretmeye karar verdiyseniz sizi
önce birkaç konuda uyarmam gerek. Öncelikle
filmin Türkçe adı Sevginin Gücü (ama
genelde halk arasında Leon deniyor). Ayrıca filmin iki versiyonu var. Biri birtakım
sahnelerin kesildiği versiyon diğeri ise film gösterildikten yıllar sonra DVD’si
çıkan, tüm sahnelerin olduğu versiyon. (Ben kısa versiyonu seyrettim) . Son
uyarım ise bu filmi evde DVD keyfi köşesinde önermeme rağmen filmin birçok yerde bulunmuyor olması. Hatta
ben bile hâlâ bulamadım. DVD'yi bulma konusunda size başarılar diliyor eğer
bulursanız benimle bulduğunuz yerin adını paylaşmanızı umuyorum. Son olarak
bilmeyenleri zahmetten kurtarayım. Filmi seyrettikten sonra bu şarkının adı
neydi diye sorabilirsiniz. Şarkının adı Shape of my Heart. Sadece filmi
izleyin. Ne dediğimi anlayacaksınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder